KAHVE BAHANE

KAHVE BAHANE
Gönül ne kahve ister ne kahvehane gönül sohbet ister kahve bahane…Belki de dedelerden anneannelerden , babaannelerden kalan bir miras belki de alışkanlık… Çok severim Türk kahvesini, benim için diğer kahvelere hiç benzemez... Özel bir tadı, köpüğü, kokusu, pişirilişi, ikramıyla kendine özgü bir kimliği ve geleneği vardır. Yumuşak ve kadifemsi köpüğü sayesinde damakta ,uzun süre tadını bırakır. Günlük yaşamımızda çok yer etmiştir.Nerede içiyorsan, kiminle içiyorsan ona göre değişir tadı...Dostlarınla içtiğin kahve neşe dolu bol köpüklüdür. Sevdiğin dostun üzüntülü ise içtiğin kahvenin tadı kederlidir,acıdır. Tek başına balkonda içtiğin kahve ,yalnızlıktır. Yorgun olduğunda hafifletir seni,unutturur yorgunluğunu,İçki içmişsen koyu şekersiz bir kahve derin kuyudan çıkararak,ferahlatır ,derin bir uykuya dalarsın… Kızlarımızı istemeye gelinen evlerin,bayramlarımızın vazgeçilmez ikramıdır,Türk kahvesi...B inlerce yıl öncesinden zamanımıza kadar bir çok şeylerle bakılan fal, bizim Türk kahvemizle de özleşmiştir,Türk kahvesi deyince ,Kahve içen kişi dibindeki telveyi ,fincanını sol elle tutarak,sağdan sola çevirerek üç kere çalkalayıp kapatır.sonrada’’bakacak kimse var mı?’’diye sorar,bakan yoksa kendin bildiğine göre yorum yapar.Apartmanda her gün bir evde saat onda kahve içilir. Komşu Naciye hanım sabah saat onda muhakkak bağırır ,Ayşelerdeyiz hadi gelen gelsin.Tabi ki Naciye hanım çok iyi fal baktığından herkes işi gücü bırakıp peşinden…..kapıdan içeri girerken de ’’Şule kızım çabuk bir kahve yap da içelim’’daha öğlene yemek yapacağım.Herkes saat ona kadar bir işler yapmıştır, bu o yorgunluğun dinlenme kahvesidir. Kahve aynı kahvedir belki... köpüğüyle, rengiyle,dumanıyla,yorgun oldukları için , içtikleri kahve hafifletir kendine getirir,unutturur günün ağırlığını insanlara...Biraz da gönül ne kahve ister ne kahvehane gönül sohbet ister kahve bahane hatırlatır.Kahveler içilir,tabi ki arkasından fincanlar kapatılır.Naciye hanım bakacak fallara…Fallar… Her gün aynı şey ,siz inanırımsınız? Fal nasıl bakılır,çıkanları varmıdır..Hepinize bol şekerli kahve tadında günler,sohbetler dilerim. (Bahar Demir)

22 Eylül 2016 Perşembe

kuru-uzum-suyu-ile-karaciger-temizligi

http://www.bitkilog.com/kuru-uzum-suyu-ile-karaciger-temizligi

Kuru Üzüm Suyu ile Karaciğer Temizliği


Kuru üzüm suyunun arkasında yatan büyük sır nedir? Kuru üzüm suyu kan dolaşımınızı daha etkili şekilde temizlemeye yardımcı olacak, karaciğerde bulunan özel biyokimyasal işlemleri uyarır. Kuru üzüm suyunun faydaları ağırlıklı olarak, sizin de bildiğiniz gibi, üzümlerin kendisinden gelmektedir. Bu tedaviyi dört gün arka arkaya uygularsanız, sindiriminizin kolaylaştığını ve daha çok enerjiniz olduğunu fark edeceksiniz.

Malzemeler

  • 2 bardak su (400 ml)
  • 150 gram kuru üzüm

Hazırlanışı

  • Kuru üzümleri yıkayıp bir kenara ayırın. İki bardak suyu kaynatın. İçine kuru üzümleri atın ve 20 dakika boyunca yavaşça kaynatın. 
  • Ertesi sabah, kuru üzümlerin suyunu süzün ve bu leziz suyu yeniden ısıtın. Suyu tercihinize göre sıcak veya ılık içebilirsiniz, ancak en önemlisi aç karna içmeniz. Ardından kahvaltıdan önce 30 ile 35 dakika kadar bekleyin.
  • İdeal olarak bunu arka arkaya birkaç gün tekrar etmeniz ve ertesi sabah uyanır uyanmaz kuru üzüm suyunuz içecek şekilde geceden hazırlamanız gerekiyor.
  • Bu rutini en az dört gün takip etmeyi unutmayın.
  • Bu tedaviyi ayda bir kez kullanabilirsiniz; hiçbir yan etkisi bulunmamaktadır. En ilginç olan nokta ise normalde kuru üzümlerde bolca bulunan şekeri bu sayede almıyor olmanız. Aynı zamanda yağ oranı düşük olan ve bol miktarda taze sebze meyve içeren bir beslenme de uygularsanız, genel olarak daha sağlıklı bir karaciğere sahip olacaksınız ve kuru üzüm suyu da rutininizin harika bir tamamlayıcısı olacak. ALINTIDIR. KAYNAK: Sagligabiradim.com

Beynimizi Daha Çok Çalıştırmanın Yolları…

https://anetteinselberg.com/2015/11/10/beynimizi-daha-cok-calistirmanin-yollari-mutlaka-okuyunuz-ve-paylasiniz/
Mutlaka Okuyunuz ve Paylaşınız
1- Beyin açık havadayken ve ayaktayken daha iyi çalışır. İnsan beyninin ayaktayken yaklaşık yüzde 10 daha fazla çalıştığı düşünülmektedir. Hayatınızla ilgili Önemli kararlar alırken açık havada veya doğada deneyebilirsiniz.
2 – Yürürken kolları sallamak beynin performansını olumlu etkiliyor. Önemli kararlarınızı açık havada, kollarınızı sağa sola sallayarak yürürken almaya ne dersiniz?
3- Yabancı bir dil öğrenme beyni güçlendiriyor. Her gün birkaç yabancı ya da yerli yeni kelime öğrenip, kullanabilirsiniz. Sözlük okuyabilirsiniz. Alışveriş listesi veya telefon numaralarını ezberlemeyi deneyebilirsiniz.
4- Zihinsel jimnastik /antrenman yapın. Bunun için çeşitli bulmacaları çözebilirsiniz. Satranç gibi akıl oyunları oynayın.
5 – Rutin olarak tekrar ettiğiniz davranışlardan vazgeçin. Bazen telefonu sol elinizde tutun, çantanızı diğer elinizle taşıyın, evinize başka bir yoldan gidin. En azından bir günlüğüne televizyon kumandasını sık kullanmadığınız elinizde tutun.
6 – Entelektüel zevklerinizi geliştirmek için her gün mutlaka iyi bir özdeyiş antolojisinden birkaç cümle okuyun. Beyninizi kaliteli cümlelerle besleyin!
7 – Her gün güzel bir resme veya fotoğrafa bakmaya çalışın. Estetik algınız, gördüğünüz estetik şeyler kadar gelişir.
8 – Sevdiğiniz bir müziği bir süre gözleriniz kapalı dinleyin. Beyin otoriteleri tarafından klâsik müziğin zekâya 7 puan ekleyebildiği iddia edilmektedir.
9 – Günde aklınızdan 60 bin ile 80 bin arası düşünce geçer. Bu düşünceler ne hakkındaysa, hayatınız da ona göre şekillenir. Unutmayın, kafanızda en çok neyi düşünürseniz, hayatınızda da onu çoğaltırsınız.
10 – Bir konu hakkında düşünürken, nasıl düşündüğünüzü de gözlemleyin. Düşünmek üzerine düşünmek, beyin ve düşünce kapasitesini artırır.
11 – İyi bir uyku kaliteli bir beyin için şarttır. Çok uyuyorum diye üzülmeyin. Einstein‘in günlük 10 saatten fazla uyuduğu biliniyor. 24 saati geçen uykusuzluk beyinde sarhoşluğa benzer bir etki yapar.
12 – Bol ve temiz oksijen beyin için çok önemlidir. Beynimiz ağırlık olarak vücudumuzun yüzde 2’sini oluşturduğu halde, vücuda gelen oksijenin yüzde 25’ini tüketir. Oksijensiz kaldığımızda ölümü gerçekleşen ilk organımız beyindir. Odanızın penceresini açarak kendinize bol bol oksijen ısmarlayın.
13 – Farklı düşünme tarzları beyninizi geliştirir. Çocuklar ve hayvanlarla daha fazla vakit geçirin. Sizden farklı düşünen insanlarla konuşun.
14 – Kullanılmayan organ körelir. Sürekli televizyon seyrederek beyninizi “düşük viteste çalıştırmayın.
15 – Beynin en tehlikeli yanı “ters çaba” kuralına göre çalıştığı anlardır. Başınıza gelmesinden en çok korktuğunuz şeye odaklanırsanız, korktuğunuzu başınıza getirir! Buna ters çaba kuralı denir. Beyin odaklanılan hedef olumsuz olsa bile, bunu gerçekleştirmek için çalışır. Topluluk önünde konuşma yaparken “acaba heyecanlanır mıyım?” diye düşünürseniz, heyecanlanırsınız.
16 – Beyni yoran monotonluktur. Hayatınızı ne kadar renklendirirseniz, beyninizi o kadar neşelendirirsiniz.
17 – Beyin kısa süreli hafızada beş ile yedi arasındaki bilgiyi işleyebilir. Yeni bir bilgi gelince, bu bilgilerden birini atar. Buna “sihirli sayı” kuralı denir. Bu kural aşılıp aşırı bilgi yüklenmesi durumunda beynimiz “servis dışı” olur. Hayatınızın en büyük kararlarını alırken “kafadan “ değil, tıpkı beş haneli iki rakam grubunu çarparken yaptığınız gibi, bir kâğıt üzerine yazarak ne yapacağınızı hesaplayın.
18 – Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur. Fiziksel zindelik, zihinsel zindelik getirir. Uzun süre hareketsiz kalmak, zihni de hareketsizleştirir. Spor yapmaya, fazla kilolarınızdan kurtulmaya özen gösterin. Yeterince su için. Çünkü, insan beyninin yüzde 78’i su ile kaplıdır.
19 – Ders çalışırken ilk öğrenilenler, son öğrenilenler, sık tekrarlananlar ve ilginç bulunanlar en çok akılda kalanlardır. Dersleri kısa aralar vererek çalışmak akıllıca bir harekettir.
20 – Bu hafta kafanızı nasıl daha iyi çalıştırabileceğiniz üzerine daha fazla düşünün. Unutmayın, beynimizi daha iyi çalıştırmak için kullanacağımız organ yine beynimiz“Aklınızı “başınıza” toplayın ve kullanın.
kaynak: sağlık olsun

18 Eylül 2016 Pazar

Soğanı sütle karıştırıp için! Şıp diye kesiyor!

http://haberseyret.com/mobil/haber/21907/sogani-sutle-karistirip-icin-sip-diye-kesiyor
Soğanın insan bedenine mucize etkilerini mutlaka okuyun


Soğanı sütle karıştırıp için! Şıp diye kesiyor! Özellikle balık yemeklerinin yanında tüketilen mor soğanın öyle bir faydası var ki... Mor Soğan suyu kalbi güçlendirmektedir, Taşıdığı esterler kanın pıhtılaşmasını önler. Boğaz iltihabı tedavisi sesin güzelleştirilmesi sinirsel rahatsızlıkların tedavisi öksürüğe bronşit ve boğaz ağrısına karşı en iyi ilaç soğan suyunun balla karıştırılarak yenmesidir. Kan basıncını (tansiyonu) düşürücü etkiye sahiptir. Safra kesesi salgısını artırır ve bunun sonucu olarak taş oluşumunu önler. Mor Soğan suyu kalbi güçlendirmektedir, Taşıdığı esterler kanın pıhtılaşmasını önler.

Yeni kesilmiş soğanı arının soktuğu yere sürdüğünüzde ağrıyı alır ve şişmesini önler. Soğanın düzenli kullanımının prostat kanseri riskini azalttığı söylenmektedir. Aynı etkinin mide ve göğüs kanseri için de geçerli olabileceği dile getiriliyor. Karın sancılarına ve mide kanamalarına karşı çok ince doğranmış soğan süt içerisinde kaynatılarak içilir. Hong Kong Üniversitesi´nden uzmanlara göre özellikle kırmızı soğan kötü kolesterolü düşürür. Bir adet çiğ soğanın yarısını her gün tüketen kişilerin iyi kolesterolünün %30 oranında artacağı söylenmektedir. Soğanın içerisinde kanser, kalp rahatsızlıkları ve hatta Alzheimer´a iyi geldiği söylenen antioksidanlar bulunur. Roma imparatoru Nero ve ABD başkanı George Washington´ın soğuk algınlığına karşı soğan tükettiği bilinmektedir.

Soğanın içerisinde bulunan yağın insulin gibi etki gösterdiği ve kan şekeri seviyesini düşürdüğü bilinmektedir. Aynı orandaki soğan suyu ve elma sirkesi karıştırılarak oluşan tonik günde 2 defa cilde sürüldüğünde koyu renkli bölgelere iyi geldiği söylenmektedir. Bu ikili ciltteki pH dengesini sağlayarak renk farklılığına karşı etkilidir. Aynı orandaki soğan suyu ve elma sirkesi karıştırılarak oluşan tonik günde 2 defa cilde sürüldüğünde koyu renkli bölgelere iyi geldiği söylenmektedir. Bu ikili ciltteki pH dengesini sağlayarak renk farklılığına karşı etkilidir. Soğanın içerisinde bronşit, diyabet, astım ve saman nezlesine iyi geldiği söylenen flavanoidler bulunur.

Mor soğanın faydaları Kan yapımına yardımcı olur. Kalp çarpıntısını giderir. Mor Soğan suyu kalbi güçlendirmektedir, Taşıdığı esterler kanın pıhtılaşmasını önler. Kan basıncını (tansiyonu) düşürücü etkiye sahiptir. Şeker hastalığına karşı bol miktarda mor soğan yenir. Kesik ve yanık yaralarının mikrop almaması için mor soğan suyu sürülür. Safra kesesi salgısını artırır ve bunun sonucu olarak taş oluşumunu önler. El ve ayak tırnaklarının çabuk kırılmasında, tırnakları sık sık mor soğan suyu ile ovmak gerekir. Sifa kaynağı Ayak bacak karın göğüs ve ellerdeki şişmelere karşı günde üç defa yemeklerden önce birer çorba kaşığı soğan suyu içilir. Burun kanamalarını durdurmak amacıyla soğan yumrusu ikiye kesilir yarısı burnun önüne bağlanır. Çıbanları olgunlaştırmak için soğan yumrusunu oluşturan yapraklar haşlanarak çıban üzene konur. İdrar yolları ağrılarında taze kesilmiş ve ısıtılmış soğan sıcak sıcak ağrıyan yerin üzerine konur ve bu işlem birkaç kez tekrarlanır.

Dizanteri veya bağırsak iltihaplarına karşı çiğ yumurta sarısı taze tereyağı iyice ezilmiş kimyon tohumu ve fazla miktarda soğan suyu karıştırılıp günde üç defa birer çorba kaşığı yenir. Nasırları yok etmek için sirke içerisinde kaynatılan mor soğan nasır üzerine konarak bağlanır ve bu işlem birkaç kez tekrarlanır. Karın sancıları için soğanın faydaları Karın sancılarına ve mide kanamalarına karşı çok ince doğranmış soğan süt içerisinde kaynatılarak içilir. Dibinde toplanan soğanlar ise yenir. Boğaz iltihabı (Iarenjit)´in tedavisi sesin güzelleştirilmesi sinirsel rahatsızlıkların tedavisi öksürüğe bronşit ve boğaz ağrısına karşı en iyi ilaç soğan suyunun balla karıştırılarak yenmesidir. Bu maksatla hazırlanan macundan günde üç çorba kaşığı tüketilmeli. Soğan kürü Hastalıklara ve özellikle kilo vermek isteyenlere hem sağlıklı hem de masrafsız bir çözüm olan soğan kürü, çoğu kişinin tercihi oldu.

Soğan kürü, miyom, polikistik over, iyi huylu prostat büyümesi, kıl dönmesi, hamile kalma, menopoz gibi rahatsızlıklarda tedavi amacıyla kullanılan bitkisel bir kürdür. Soğan evlerimizde yemeklerimizde kullandığımız sebze olmanın dışında, içeriğinde bulunan B, A ve C vitamini, iyot, silis, fosfor, kükürt gibi maddeler, antibiyotik görevi yapan içerikler ve hazmı kolaylaştıran fermentlere sahip olan şifalı bir sebzedir. Soğan tüketiminin fazla olduğu ülkelerde, kanser hastalığının daha az görüldüğü tespit edilmiştir. Evlerinizde taze olarak hazırlayabileceğiniz kür, 15 gün boyunca düzenli olarak kullanıldığında hastalığınıza çare olabilir. Soğan kürünün hazırlanışı Kürümüzü hazırlamak için ihtiyacımız olan malzemeler bir adet açık kahverengi kabuklu kuru soğan ve iki bardak klorsuz sudur. Soğanı kabukları kırmızı, mor ya da beyaz kabuklu olandan seçmemelisiniz. Bunlar yapılacak kürde etkili olmamaktadır. Sizin kullanacağınız yemeklerde kullanılan kuru soğandır. Soğanı kök ve kabuğuyla birlikte kullanacağımızdan, yıkayıp sirkeli suyun içinde bir süre bekletmelisiniz. Bu şekilde dezenfekte olmasını sağlarsınız. Suyu bir tencerenin içine koyarak, ocağın üzerinde kaynamaya bırakın. Kaynadıktan sonra kuru soğanı dört parçaya bölerek içine atın. Bu şekilde yaklaşık olarak beş dakika kadar kaynatmanız, kürü hazır hale getirecektir. Kullanıma hazır olması için biraz ılınmasını beklemelisiniz. Kür şeklinde soğanın faydaları -Kadınlarda meydana gelen çikolata kisti (endometriosis) ve miyom oluşumlarına karşı tedavi edicidir. -Kadınların yaşadığı adet düzensizliğini ortadan kaldırmaya oldukça etkilidir. -Polikistik over sendromu tedavisinde faydalıdır. -Menopoz şikayetlerini azaltmak için içilmelidir. -Kıl dönmelerinde fayda sağlayacaktır. -Vajinal akıntılarda kullanılmalıdır. -Hamile kalmak isteyenlerin, sorunlarına çare olacaktır. -İçeriğindeki sulfosid nedeniyle antibiyotik özelliğine sahiptir. -Ciltte çıkan iltihaplı sivilce ve aknelerde tedavi edicidir. -Dolaşım sistemini düzenler. -Bağışıklık sistemini güçlendirici etkileri bulunmaktadır. -Stres giderici ve balgam söktürücü etkileri vardır. -Vücutta meydana gelen yağlanmayı azaltacağından, zayıflamaya yardımcı olur. -Prostatta oluşan iltihapları azaltıcı etkileri nedeniyle, ağrıların azalmasına yardımcıdır. -Sinüzit rahatsızlığının ilerlemesini önler. -Çiğ soğan tüketimi, yemek sonrasında kandaki total gliserit oranını düşürür. Soğan kürü nasıl uygulanır -Soğan suyu ile hazırlanmış olan kür, sağlık sorunlarına fayda sağlaması açısından en az altı ayda bir defa 15 gün süreyle uygulanmalıdır. Bu süreyi aşmamaya dikkat edilmelidir. -Hazırlanmış olan kürü ılık olarak tüketmelisiniz. -Daima içeceğiniz kür taze olarak hazırlanmalıdır. -Öğle ve akşam yemeklerinden on dakika önce bir bardak içmelisiniz. -Kürü hazırlamak için mutlaka açık kahverengi kabuklu beyaz soğan kullanılmalıdır. -Kullanılacak soğanların dış kabuğu kuru ve taze olması gerekir. Çimlenmiş ve köklenmiş olanlar bayattır. Hangi soğan daha faydalıdır? Tüm soğan türleri belirli oranlarda antioksidan içeriyor. Ancak kırmızı soğanın ve beyaz soğana göre daha güçlü bir antioksidan olduğu belirtiliyor. Soğanın köke yakın bölümü kanserden korunma sağlayan bileşenler bakımından en zengin bölgesi. Soğan suyunun yan etkileri Soğan doğal olarak fruktoz içerir. Bazı kişilerde mide fruktoz sindirimi sırasında zorlandığı için soğan gaza neden olabilir ve bu gaz vücuttan atılamadığında mide ağrılarına yol açabilir. Bunun yanı sıra reflü hastaları soğan suyu içerken veya çiğ soğan yerken dikkatli olmalıdır çünkü soğan reflü belirtilerini şiddetlendirebilir. Soğanın kan şekerini düşüren etkisi, kan şekeri düzeyini kontrol altında tutmak için düzenli olarak ilaç kullanan diyabet hastalarında ilaçların etkisini istenmeyen boyutlarda arttırabilir. Diyabet için ilaç kullanıyorsanız düzenli olarak soğan suyu içmeye başlamadan önce doktorunuza danışın. Özellikle yeşil soğanda bol miktarda bulunan K vitamini uzun süre günlük ihtiyaçtan fazla miktarda alındığında bazı kan inceltici ilaçlarla etkileşime geçebilir. Kan inceltici ilaç kullanıyorsanız soğan tüketimi konusunda doktorunuza danışın. Soğan Suyunun Faydaları Kanser Sonuçları 2011 yılında ?Gastroenterology?de yayınlanan bir çalışmaya göre düzenli olarak kırmızı soğan tüketmek mide kanseri riskini düşürüyor. Sarımsak, pırasa, frenk soğanı ve arpacık soğanıyla aynı familyadan (Allium) olan soğan bu ailede yer alan diğer sebzeler gibi sülfür içeriyor. Bitkisel kaynaklardan alınan sülfür ise yapılan bu alanda yapılan çalışmalara göre hücre yapısının korunmasına yardımcı oluyor ve hücrenin yapısının bozularak kanserli hücreye dönüşmesini önlüyor. Cornell Üniversitesi tarafından yapılan bir diğer araştırmaya göre soğan antioksidan etkisiyle özellikle karaciğer ve kolon kanserine karşı etkili bir koruma sağlıyor. Bu alanda yapılan çalışma sayısı oldukça fazla ancak ilgi çekici son bir istatistik daha verelim; 32 ülkede yapılan bir çalışmada, yemeklerde daha çok soğan tüketen ülkelerde prostat kanseri nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı tüketmeyen ülkelere göre oldukça az. Örneğin İngiltere´de prostat kanseri nedeniyle meydana gelen ölümler soğan kullanımının daha çok olduğu Hong Kong, Türkiye ve İran´dan 5 kat daha fazla. Diyabet Besin lifi bakımından zengin olan soğan kan şekeri dalgalanmalarını önler ve az miktarda besin lifi tüketimi nedeniyle yaşanan kabızlığa iyi gelir.

Soğan, hem tip 1 hem de tip 2 diyabet hastalarında glikoz seviyelerinin düşürülmesine yardımcı bir sebzedir. Solunum Soğanın astım hastalarında akciğerlerin sıkışmasını önleyici etkisi olduğu konusunda bazı bilgiler bulunmaktadır fakat bu faydası konusunda yapılan bilimsel çalışmaların sayısı oldukça azdır. Antiseptik etkisinin solunum yoluyla ilgili hastalıklara iyi geldiği, balgamı temizlediği ve bu hastalıkların neden olduğu öksürüğü hafiflettiği bilinmektedir. Soğan suyu ve bal karışımı çocuklarda öksürüğü kesmek için geleneksel olarak kullanılan bir reçetedir. Katarakt Laboratuvar çalışmaları soğan suyu içmenin ve düzenli olarak soğan yemenin bazı katarakt türlerinin oluşma riskini önemli oranda azalttığını ortaya koymaktadır. Ancak ?Indian Journal of Ophthalmology? adlı bilimsel derginin 2009 Mayıs sayısında yayınlanan araştırma kobaylar üzerinde yapılmıştır ve net sonuçlar için daha fazla sayıda araştırmaya ihtiyaç duyulmaktadır. Anemi Orta boy bir soğan (yaklaşık 110 gram) 0.2 mg demir içerir ve bu miktar günlük demir ihtiyacının %1´ine denk gelmektedir. Tabi günlük demir ihtiyacınızı sadece soğan suyu içerek karşılamanız pek mümkün değil ancak demir bakımından zengin gıdalar tüketmeye çalışıyorsanız beslenme listenize soğanı da ekleyebilirsiniz.

Tansiyon Soğanda bulunan ?quercetin? adlı bileşenin tansiyonu düşürdüğü ve hipertansiyon hastalarında tansiyon kontrolüne yardımcı olduğu yönünde araştırma sonuçları bulunmaktadır. İdrar Söktürücü Soğan güçlü bir idrar söktürücüdür ve kanın temizlenmesine yardımcı olur. Öksürük: Geleneksel olarak bronşit ve astım tedavisinde kullanılan soğan suyu aynı zamanda kuru öksürüğe de iyi gelmektedir. Sinek Isırıkları: Sinek veya böcek ısırığının bulunduğu bölgeye 1 adet soğan kesip sürerseniz yada parmak ucuyla soğan suyu uygularsanız kaşıntıyı kısa sürede alır. Aynı zamanda hafif yanıkların ve küçük kesiklerin daha kısa sürede iyileşmesine yardımcı olu
 

3 Eylül 2016 Cumartesi

Sanatta Yaratıcılığı Öğretmenin 10 Temel Kuralı

http://www.egitimpedia.com/sanatta-yaraticiligi-ogretmenin-10-temel-kurali/http://www.egitimpedia.com/sanatta-yaraticiligi-ogretmenin-10-temel-kurali/



1. Bir çalışmanın nasıl olması gerektiği konusundaki beklentilerinizi unutup, neyi nasıl kullanacağını çocuğunuzun kararına bırakın. (Yaratıcı düşüncenin esası olan keşfi engelleyen şey, anne babanın direktifleridir.)
2. Asla çocuğunuzun çalışmasına elinizi sürmeyin. (Çocuğun bir resmi kendi başına ortaya koyması, sizin resme yapacağınız katkıdan daha önemlidir.) Sizin müdahaleniz çocuğun cesaretini kırabilir.
3. Resimdeki tesadüfi şekilleri gerçek nesnelere benzetmeyin. (Bu, çalışmanın değerini yitirmesine yol açacaktır.)
4. Çocuğa “nasıl” çizmesi gerektiğini göstermeye kalkmayın ya da onun adına gerçek resimler çizmeyin. (Öğretmeye çalıştıklarınız, çocuğunuzun “keşfetmesini, yaratmasını” engeller nitelikte olabilir.)
5. Çocuğunuza asla “Bu ne?” ya da “Ne çiziyorsun?” gibi sorular sormayın. (Onun yaptığı şeyin nasıl olduğu, ne olduğundan daha önemlidir.)
6. Çocuğunuza asla boyama kitapları, kalıplar, çizim makineleri gibi sanatsal yaratıcılığı engelleyen oyuncaklar almayın. (Başkasının yarım bıraktığı bir şeyi tamamlamak çocuğunuz için herhangi bir yarar sağlamayacaktır.)
7. Asla çocuğunuzu resim yarışmalarına veya çocukları karşı karşıya getiren etkinliklere katılmaya yöneltmeyin. (Çocuklar için en faydalı olanı amaçlarını belirleyip kendi kendilerine yarışmalarıdır.)
8. Çocuğunuzu, tek doğru yanıtı bulmaya değil, çözüm olabilecek pek çok alternatif üretmeye yöneltin. (Gerçek yaşamda her sorunun tek bir çözümü yoktur. Sanat sorunları nasıl çözebileceklerini öğretir çocuklara.)
9. Uygun olmayan yüzeylere resim çizdiği için çocuğunuzu asla azarlamayın, ona kağıt verip “Güzel. Çizme isteğin kabardı anlaşılan,” deyin. (Her zaman olumlu tepkiler verin, çizim yapmak istediğini fark ettiğinizi vurgulayın mesela.)
10. Bir gelişim sürecini tamamlamadan diğerine geçmeye zorlamayın çocuğunuzu. (Her aşama önemlidir, birinden diğerine hızla geçmek yarardan çok zarar getirebilir.)
Etkinliğe ve yaşa göre düzenlenmiş “Sanatsal Gelişim Standartları”, çocuğunuzun gelişimini izlemede size rehber olabilir.
                                             

ÇİZİM

6-12 Ay  : Tutar, bakar, pasteli ağzına götürür.
12-18 Ay :Karalama denemeleri yapar.
18-24 Ay : Yatay, dikey ve çapraz çizgiler çizer, karalama denemeleri yapar ve dokuyla ilgilenir.
24-30 Ay : Yuvarlak hatlı karalamalar yapar, değişik biçimler dener.
30-36 Ay : Çizgileri birleştirerek şekiller oluşturur ve bu şekiller adlandırır.
36-42 Ay : Resimleri hakkında öyküler anlatır, insan resimleri çizmeye başlayabilir.
                                    

OYUN HAMURU YA DA KİL ÇALIŞMALARI

                                    6-12 Ay  : Kile dokunur ve onun tadına bakar.
12-18 Ay : Kili çimdirir, sıkar ve koparır.
18-24 Ay : Yılan gibi şeritler yapar.
24-30 Ay : Kilden toplar yapar, objeleri adlandırır ve onlarla oynar.
30-36 Ay : Kili süslemeye, ona bir şeyler saplamaya başlar.
36-42 Ay : Kille tasarımlar yapar, yapılar kurar.
                                                                   BOYAMA
6-12 Ay  : Boyayı ellerine sürer ve tadına bakar.
12-18 Ay : Vücudunu boyar, boyalı elleriyle şaplaklar atar.
18-24 Ay : Fırça ile karalamalar yapar, çizgiler çizer.
24-30 Ay : Karalamadaki gelişimine devam eder.
30-36 Ay : Yüzeyleri tümüyle boyamaya başlar.
36-42 Ay : Kağıdın tüm yüzeyini farklı boya tabakalarıyla kaplar.